ÇOCUKLAR İLK MASALI ANNE KARNINDA DİNLER

Anneler ,annelerimiz daha biz doğmadan bize masallar anlatırlar sesleri ile."Hanimiş benim minnoşum" derler elleri ile karınlarını okşarken.Biz biliriz annemizin karnında da olsak bize seslendiğini.Sesinin tonunu beynimize işleriz.Beynimizin o minicik hafızasına ilk kaydedilen şeydir anne ve babamızın ses tonu.Narin kozamıza dokunduklarında o yüzden bizde hareket ederiz annemizin karnında.Doğumdan sonra annemiz bizi emzirirken yüzüne bakarız.Hem sesini dinleriz hem gözlerini görürüz hem de saçını tutarız bizi doyururken.İlk temasımız böyle başlar. İlk kelimemizi ilk sesimizi onu taklit ederek çıkarırız.Annemiz bugün heyecanlı mı ?Sevinçli mi? Sinirli mi? Sesinin tonundan anlarız.O yüzden çocuklara masal anlatırken kitaptan okumayın sevgili anneler.Önce bir masal seçin ,sonra siz baştan sona masalı okuyun daha sonrada çocuğunuza anlatın çünkü onlar sizden masal dinlerken sesinizin tonunu ,kelimelerinizi,jestinizi,mimiğinizi öğrenip taklit etmek istiyorlar.Sizlerle göz teması kurmak istiyorlar.ilk ve en önemli bilgilerini böylece sizden öğrenmiş oluyorlar.Sizlerin kelimeleri ,cümleleri onları yarınlara hazırlıyor.Diğer yandan duyguları da yine sizin seslerinizle tanımaya ve anlamlandırmaya başlıyorlar.O nedenle hep söyledik yine söylüyoruz çocuklara masal anlatmak sadece masal anlatmak değildir.

Copyright © 2016 corridormedia | Tüm Hakları Saklıdır
Çocuklara neden masal anlatmalıyız?


"Eğer çocuklarınızın zeki olmasını istiyorsanız onlara masal okuyun. Eğer onların daha zeki olmasını istiyorsanız onlara daha çok masal okuyun." Albert Einstein

Sevgili anne ve babalar,çocuklarınıza mutlaka masallar anlatın.İki yaşına gelen her çocuk masalların büyülü dünyasıyla tanışmaya hazırdır demektir.Keloğlan, Nasrettin Hoca ve eşeği,Hacivat-Karagöz gibi önce bu toprağın bize miras kalan değerlerinden beslenmeli çocuklar. Hayalgücü,dünyadaki en büyük güçtür diyen düşünür doğru söylemiş.Çocuklarımızı üretmeye,icat çıkarmaya,yaratmaya,neden-sonuç ilişkisi üzerinde düşünmeye yönlendirmeliyiz. Daha henüz altı aylıkken bebekleri televizyonun karşısına oyalansın diye oturtmak,iki yaşında eline oyun oynasın diye cep telefonunu vermek,beş yaşında tablet hediye etmek doğru değil. Çocuklarımızın sokakta oyun oynamaya,kitap okumaya da ihtiyaçları var. Çocuklar günümüz imaj çağında her şeyi medya bombardımanına maruz kalarak gelişmekte olan beynine alırsa,onları bozuk düzene kendi ellerimizle teslim ettik demektir.Tüketim toplumu yaratmayı hedefleyen reklam bombardımanını da unutmamak gerekir. Oysa çocuklarımız konuşmaya başladığı andan itibaren sizin sesinizi daha çok duymak,sizden masallar dinlemek,oyunlar oynamak isterler.Öyle kitaplardan tekdüze okuduğunuz masallardan bahsetmiyorum.Her gün mümkünse bir masal uydurun ama okumayın,anlatın.Çocuklarınızın gözlerine bakarak yapabildiğiniz kadar taklit yaparak okuyun.Çünkü çocuklarınız sizden sadece masal dinlemiyor ki sizin sesinizi,jestinizi,mimiğinizide taklit etmeye çalışıyor.Ve sınırsız hayalgüçlerini ateşlemenizi bekliyorlar.İyiyi, kötüyü,güzeli, çirkini,çocuklar anne ve babalarından dinlediği masallarla öğrenmek ister.

Siz onlara masallar anlattıkça,onlar minik kayıklarıyla okyanuslara açılır,yeni denizler,yeni gezegenler keşfederler.Siz masal anlattıkça her çocuk zihninde kendi sinema filmini çeker.Ve hayalgücü,kelime dağarcığı,olaylara bakış açısı,değerler sistemi gelişir. Masallar öylesine sihirli bir değnektir ki hepimiz bize anlatılan ilk masalları asla unutmayız. Peki önce hangi masalı anlatmaya başlayalım diye sorarsanız,siz en çok hangi masalı sevdiyseniz ondan başlayın derim. Çünkü en çok sevdiğiniz masalda aslında sizi anlatır.

Cemal Ustaoğlu